Türkiye Araç Kiralama Pazarı: Orta Vadede Şirketler Filolarını Büyütüyor

Türkiye Araç Kiralama Pazarı: Orta Vadede Şirketler Filolarını Büyütüyor

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 28 ülkede toplam 8.061 üst düzey yöneticiyle gerçekleştirilen araştırma, operasyonel kiralama ve filo yönetiminde geleceğin yönünü işaret ediyor. Ipsos tarafından yapılan çalışmaya göre şirketlerin öncelikli dönüşüm alanları çevresel sürdürülebilirlik, maliyet verimliliği ve çalışan memnuniyeti olacak.

Türkiye’de Sürdürülebilirlik Ön Planda

Araştırmaya göre, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 88’i sürdürülebilirlik stratejisine sahip ya da böyle bir plan oluşturuyor. Bu kapsamda filoların dönüşümü de hız kazanıyor. Şirketlerin yüzde 54’ü, elektrikli ve hibrit araçları (BEV, PHEV, HEV) filolarına dâhil etmeyi planlıyor. Bu durum, hem çevresel etkilerin azaltılması hem de yakıt maliyetlerinin düşürülmesi açısından öne çıkıyor.

Türkiye’deki şirketlerin yüzde 93’ü, önümüzdeki üç yıl içinde filolarını büyütmeyi ya da mevcut seviyede korumayı hedefliyor. Bu oran, Avrupa ve dünya ortalamalarının üzerinde. Şirketlerin yüzde 35’i büyüme öngörürken, yüzde 57’si mevcut filoyu korumayı planlıyor. Filo artışını bekleyenlerin yüzde 78’i, şirketin büyümesi veya yeni iş alanlarının devreye girmesi nedeniyle araç ihtiyacının artacağını belirtiyor.

2025 yılına gelindiğinde Türkiye’de şirketlerin yüzde 30’u araç finansmanı için operasyonel kiralamayı tercih edecek. Bu oran, Türkiye’yi Avrupa ve dünya ortalamasının üzerine çıkarıyor. Araştırmaya göre şirketlerin yüzde 47’si operasyonel kiralama modeline geçmeyi veya mevcut ağırlığını artırmayı planlıyor.

Elektrikli ve Hibrit Araçların Yükselişi

Türkiye’de şirketlerin yüzde 54’ü hâlihazırda hibrit veya elektrikli araç kullanıyor ya da yakın gelecekte filolarına dahil etmeyi düşünüyor. 2025 yılı için öngörüler:

  • Şirketlerin yüzde 59’u yakıt maliyetlerini azaltmak için bu teknolojileri kullanmayı planlıyor.
  • Yüzde 42’si çevresel etkilerin azalmasını,
  • Yüzde 32’si ise çalışan taleplerini ana motivasyon kaynağı olarak gösteriyor.

Ayrıca şirketlerin yüzde 89’u, elektrikli araçlara geçişi kolaylaştıracak şarj altyapısı yatırımlarına da yöneliyor.

Araştırmaya göre Türkiye’deki şirketlerin yüzde 49’u, 2025 yılına kadar mobilite politikalarını devreye almayı planlıyor. Bu oran Avrupa ve dünya ortalamasının altında kalsa da, gelişim potansiyelini ortaya koyuyor. Türk şirketlerinin yüzde 37’si kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) politikalarını, yüzde 35’i çalışan taleplerini, yüzde 32’si ise yetenek kazanımı ve bağlılığını mobilite politikalarının ana nedeni olarak gösteriyor.

Türkiye’de şirketlerin yüzde 53’ü 2025 yılına kadar bağlantılı araçlara sahip olacak. Araç takip sistemleri sayesinde toplanan veriler, maliyet yönetimi ve operasyonel verimliliğe katkı sağlayacak. Bununla birlikte, şirketlerin yüzde 29’u alternatif enerjiye geçişi, yüzde 25’i ise araç teslim sürelerinin uzunluğunu önümüzdeki yılların en önemli zorlukları olarak görüyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir