Bilim İnsanı Dezenformasyon Ağını İfşa Etti, Susturulmak İsteniyor

Bilim İnsanı Dezenformasyon Ağını İfşa Etti, Susturulmak İsteniyor

Bir bilim insanı, fosil yakıt şirketlerinin finanse ettiği rüzgar karşıtı grupları ifşa etti. Şimdi ise onu susturmaya çalışıyorlar. Fosil yakıt destekli gruplar, politik olarak bağlantılı dezenformasyon ağlarının açığa çıkmasını önlemek amacıyla bilim insanlarına yönelik stratejik tacizler düzenliyor – ve bu hiç de sürpriz değil.

Geçen hafta Brown Üniversitesi’ndeki Climate & Development Lab (CDL) tarafından yayımlanan “Legal Entanglements: Mapping Connections of Anti-Offshore Wind Groups and their Lawyers in the Eastern United States” başlıklı yeni rapor, özellikle Doğu ABD’de faaliyet gösteren bazı hukuk firmaları ile rüzgar karşıtı gruplar, fosil yakıt endüstrisi ve Amerikan sağ politikası arasındaki bağlantıları inceliyor. Fosil yakıt destekli bu gruplar, temiz ve ucuz rüzgar enerjisinin yayılmasını yavaşlatmak için dezenformasyon yayıyor; böylece Amerika’yı fosil yakıta bağımlı tutmayı sürdürüyorlar.

Rapor, CDL’deki çeşitli öğrenciler ve akademisyenler tarafından hazırlanmış olup, laboratuvarın başında J. Timmons Roberts bulunuyor. Yeni çalışma, daha önce CDL tarafından yapılan ve bu grupların karanlık finans ağlarıyla bağlantılarını detaylı şekilde ortaya koyan araştırmaların üzerine inşa edilmiş durumda.

Doğu Kıyısı neden açık deniz rüzgarına ihtiyaç duyuyor?

Özellikle Kuzey Atlantik’teki açık deniz rüzgar enerjisi, Amerika’da henüz yeterince kullanılmamış, ucuz ve bol bir enerji kaynağı. Karbon emisyonu ve arazi kullanımı açısından neredeyse hiçbir çevresel maliyeti yok; rüzgar okyanus üzerinde oldukça tutarlı esiyor, bu da enerji kaynağını güvenilir kılıyor.

Çin, İngiltere, Vietnam, Almanya ve Danimarka gibi ülkeler, bu temiz ve ucuz enerjiyi vatandaşlarına ulaştırmak için başarılı açık deniz rüzgar projeleri hayata geçirdi. Rüzgar enerjisi, sıfır emisyonlu bir enerji kaynağı olarak, küresel yenilenebilir enerji geçişinde ve iklim değişikliğiyle mücadelede kritik öneme sahip. ABD’nin doğu kıyısı için ise enerji ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayabilir.

Ancak fosil yakıt destekli dezenformasyon ağı, rüzgar enerjisine yönelik politik ve kamuoyu karşıtlığını artırarak projelerin önünü kesiyor. Buna rağmen, Amerikalıların büyük çoğunluğu, siyasi görüşlerinden bağımsız olarak, açık deniz rüzgarının daha fazla yayılmasını destekliyor.

Fosil yakıt şirketleri rüzgara neden karşı?

Fosil yakıt şirketleri, rüzgar enerjisinin Amerika’nın fosil yakıttan uzaklaşmasına yardımcı olacağını biliyor. Bu, kömür ve doğal gazla elektrik üretimini azaltacak, elektrikli araç kullanımını artıracak ve hava kalitesini iyileştirecek. Ayrıca maliyetleri düşürecek, sağlık üzerindeki olumsuz etkileri azaltacak ve iklim değişikliğinin etkilerini yavaşlatacak. Tüm bunlar, dünyanın en ölümcül endüstrisi için kabul edilemez.

Bu yüzden fosil yakıt şirketleri, sahte kamu yararı grupları, politikacılar ve avukatlar aracılığıyla rüzgar enerjisine karşı karmaşık bir dezenformasyon ağı oluşturdu. CDL’nin raporu, belirli hukuk firmalarının fosil yakıt şirketlerinden fon aldığını veya sahte grupları destekleyerek rüzgar projelerine dava açtığını ortaya koyuyor. Bu davaların çoğu başarısız olsa da projeleri geciktirerek maliyetleri artırıyor; bazı durumlarda ise projeler tamamen iptal ediliyor. Örneğin, milyarder William Koch, Cape Wind projesini “Alliance to Protect Nantucket Sound” adlı sahte bir grup aracılığıyla durdurmuştu.

Dezenformasyonun odağında ne var?

Dezenformasyonun merkezinde Kuzey Atlantik Sağ Balinası bulunuyor. Popülasyonu iklim değişikliği ve deniz taşımacılığı ile balıkçılık nedeniyle ciddi şekilde tehdit altında. Rüzgar karşıtı gruplar, nesli tehlike altında olan bu balinaları korumak için yasaları öne sürüyor; oysa bu grupların finanse edildiği endüstri, deniz yaşamı için en büyük tehditleri yaratıyor.

Örneğin, fosil yakıt kullanımı okyanusları ısıtıyor ve asidik hale getiriyor, bu da deniz ekosistemlerini derinden etkiliyor. Kuzey Atlantik kril popülasyonu, iklim değişikliğinin etkisiyle %50 azaldı; bu kriller ise sağ balinaların ana besin kaynağı. Üstelik deniz taşımacılığı, balinalar için en büyük doğrudan ölüm nedeni ve bu taşımacılığın %29’u petrol taşımak için yapılıyor. Temiz enerjiye geçişle bu taşımacılık ihtiyacı ortadan kalkabilir.

Aynı gruplar, gemi çarpışmalarını azaltacak düzenlemelere de karşı çıkarak, aslında balinaların zarar görmesini desteklediklerini gösteriyor.

Hukuk firmasının tepkisi: Üniversiteyi susturma girişimi

Raporun öne çıkardığı hukuk firmalarından Marzulla Law, yazarları tehdit eden bir mektup gönderdi. Mektupta, CDL’nin araştırma bulgularını kendi kendine sansürlemezse Brown Üniversitesi’nin tüm fonlarının geri çekileceği iddia edildi. Marzulla Law, “Green Oceans” adlı sahte bir grubu temsil ediyordu; bu grup, Revolution Wind projesine karşı çıkmış ve proje, dolandırıcı birinin sahte ulusal güvenlik gerekçesiyle durdurulmuştu.

Green Oceans sözcüsü Mike Herr, “Bu tekrarlanan yalanlar, mesajı ileten kişiyi itibarsızlaştırmayı ve halkın geçerli kaygıları anlamasını engellemeyi amaçlıyor” dedi. Ancak bu açıklama, kendi gruplarının ve hukuk firmasının bilim insanlarını hedef alan saldırılarının tam olarak tanımıdır.

Roberts, Marzulla’nın tepkisini “beni susturmak, zamanımı boşa harcatmak ve daha temkinli olmamı sağlamak için stratejik taciz” olarak nitelendirdi. Bu, günümüzde gerçeği söyleyenlerin sıkça karşılaştığı bir durum.

Brown Üniversitesi ise Marzulla’nın taleplerine yorum yapmazken, akademik bağımsızlığa vurgu yaptı: “Brown’da akademisyenler kendi araştırmalarını ve ders içeriklerini belirler. Araştırmanın temel ilkelerinden biri, tartışmalı konuların açıkça tartışılabilmesidir.” Ancak üniversite, geçmişte benzer durumlarda baskılara boyun eğmişti; bu nedenle bu kez gerçeğin savunulup savunulmayacağı merak konusu.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir