GSR2 Tartışması: Çinli Markalara Ayrıcalık mı Tanınıyor?

GSR2 Tartışması: Çinli Markalara Ayrıcalık mı Tanınıyor?

Otomotiv sektöründe son dönemin en çok tartışılan başlıklarından biri olan GSR2 (General Safety Regulation 2 / Genel Güvenlik Yönetmeliği 2), Türkiye’de kamuoyunun gündeminde. Özellikle BYD ve Chery gibi Çin menşeli markaların araçlarının, AB ile uyumlu şekilde 7 Temmuz 2024 itibarıyla zorunlu hale gelen GSR2’ye uygun tip onay belgesi olmadan satışına izin verildiği yönündeki iddialar ciddi yankı uyandırdı.

Gazeteci ve tüketici refleksiyle yapılan araştırmalarda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na sunulan belgelerde AB mevzuatına göre zorunlu olan 155 ve 156 regulation kodlarının eksik olduğu ortaya konuldu. Bu durum, meselenin artık yalnızca iddia değil, somut belgelere dayanan bir güvenlik sorunu haline geldiğini gösteriyor.

GSR2, Avrupa Birliği’nde olduğu gibi Türkiye’de de EU 2019/2144 yönetmeliği çerçevesinde yürürlüğe girdi. Yönetmelik kapsamında; şerit takip asistanı, sürücü yorgunluk tespiti, acil durum fren sistemi gibi gelişmiş güvenlik teknolojileri yeni araçlarda zorunlu hale geldi. Türkiye’de de 7 Temmuz 2024 sonrası ithal edilen tüm araçların bu güvenlik sistemlerine sahip olması gerekiyor.

Ancak kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, bazı markaların araçları GSR2 eksiklikleri nedeniyle tescil edilmezken, bazı Çin menşeli markalara aynı kuralların uygulanmadığı iddiası gündemde. Bu da “eşitlik” ilkesine aykırılık tartışmalarını beraberinde getiriyor. Anayasa’nın 10. Maddesi’ne göre, kamunun tüm eylem ve işlemlerinde herhangi bir marka veya ülke ürününe imtiyaz tanınması mümkün değil.

Bu noktada kamuoyunun beklentisi oldukça net: Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın, özellikle de TSE’nin devreye girerek iddiaları incelemesi, tip onay belgelerinin kamuoyuyla paylaşılması ve varsa eksikliklerin acilen giderilmesi talep ediliyor. Çünkü konu yalnızca ticari bir rekabet değil, toplumun genel güvenliği ile doğrudan bağlantılı.

Vatandaşlardan gelen tepkiler, sosyal medya paylaşımları ve CİMER başvurularına rağmen şimdiye kadar yetkililerden net bir açıklama yapılmamış olması da tartışmayı büyütüyor. Kamuoyunun beklentisi, konunun daha fazla belirsizlik yaratmadan şeffaf bir şekilde açıklığa kavuşturulması yönünde.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir