Elektrikli otomobiller çevreci yapıları ve düşük işletme maliyetleriyle öne çıksa da, her teknolojik ürün gibi onlar da bir ömür süresine sahip. Özellikle bataryalar zamanla performans kaybına uğradıkça araçların menzili düşüyor ve ekonomik ömürleri sona eriyor. Ancak bu noktada elektrikli araçların bataryaları çöpe gitmiyor, aksine yepyeni bir döngüye giriyor: Geri dönüşüm ve ikinci ömür kullanımı.
Elektrikli araçların artışı, beraberinde kullanılmış batarya miktarında da büyük bir yükselişi getirdi. Artık yüksek kilometreli, yaşını doldurmuş elektrikli otomobillerin bataryaları çevreye zarar vermek yerine ekonomiye ve enerji sektörüne katkı sağlıyor. Bataryaların geri dönüştürülmesi, içerdikleri lityum, kobalt ve nikel gibi kritik minerallerin yeniden kazanımına olanak tanıyor. Bu malzemeler, yeni batarya üretiminde tekrar kullanılabiliyor.
Bu alanda en dikkat çeken girişimlerden biri, eski Tesla yöneticisi JD Straubel tarafından kurulan Redwood Materials. Şirket, yılda 20 gigawatt-saat kapasiteli – yaklaşık 250 bin araca denk gelen – batarya geri dönüşümü gerçekleştiriyor. Hali hazırda Kuzey Amerika’daki tüm lityum iyon batarya geri dönüşümünün %90’ını tek başına Redwood Materials gerçekleştiriyor.
Redwood, yalnızca geri dönüşümle yetinmiyor. Aynı zamanda, kullanılabilir kapasitesinin %50’sinden fazlasını koruyan bataryaları ikinci kez değerlendirmek için Redwood Energy adlı yeni bir bölüm kurdu. Bu bölüm, eski bataryalardan enerji depolama sistemleri (ESS) üretmeye odaklanıyor. Tesla’nın ev tipi Powerwall sistemlerinden farklı olarak bu sistemler daha çok ticari alanlarda kullanılacak.
Redwood’a göre bu sistemler yalnızca enerji tasarrufu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda çevreye zarar verebilecek atıkların önüne de geçiyor. Örneğin, bataryalar yapay zeka veri merkezlerinin güç ihtiyacını karşılayabilir ya da kırsal alanlarda elektrikli araç şarj altyapısını destekleyebilir. Özellikle güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla entegre çalışan ESS sistemleri, bataryalara çevreci bir ikinci hayat sunuyor.
Araştırma firması IDTechX’e göre, bataryaların yeniden kullanımı hücre, modül ve paket seviyelerinde gerçekleşebiliyor. Geri dönüşüm süreci ne kadar derinlemesine yapılırsa maliyet o kadar artıyor. Ancak hücre seviyesine kadar ayrıştırma yapmak, performansı yüksek hücrelerin seçilerek yeni sistemler içinde kullanılmasına olanak tanıyor.
Redwood, topladığı bataryaları önce güvenli bir şekilde depoluyor, ardından test ederek hangi bataryaların ikinci hayata uygun olduğunu belirliyor. Kapasitesini büyük ölçüde kaybetmiş bataryalar ise geri dönüştürülerek yeni üretim zincirine dahil ediliyor.
ABD’de geçen yıl 1,3 milyon adet tamamen elektrikli ve plug-in hibrit araç satıldı. Bu, elektrikli araç sayısının artışıyla birlikte, önümüzdeki yıllarda yüzbinlerce bataryanın kullanım ömrünü tamamlayacağı anlamına geliyor. Sadece 2024’te 100 binin üzerinde elektrikli aracın ABD yollarından çekilmesi bekleniyor.
Gelecekte geri dönüşüm sektörü, ikinci el batarya pazarından daha hızlı büyüyecek gibi görünüyor. IDTechX’e göre, küresel batarya geri dönüşüm pazarının 2045 yılına kadar 52 milyar dolara, ikinci el batarya pazarının ise 2035’e kadar 5,2 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Elektrikli araçların bataryaları, artık ömrünü tamamladıktan sonra da değer üretmeye devam ediyor. Geri dönüşümle kritik malzemeler tekrar kullanıma sunulurken, ikinci ömür uygulamalarıyla enerji depolama sistemlerine dönüşen bataryalar, enerji sektörünün geleceğinde önemli bir rol üstleniyor. Elektrikli araçların çevre dostu yaklaşımı, batarya ömrü bittikten sonra da sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı başarıyor.
Leave a Reply