Honda, yakıt verimliliği ve emisyonları azaltma hedefi doğrultusunda start-stop (rölantide durdurma) teknolojisini ilk kez manuel vitesli bir motosiklete, yani CB125F modeline entegre etti. Otomobil kullanıcılarının aşina olduğu bu sistem, trafikte durulduğunda motoru otomatik olarak kapatıyor ve hareket etmek üzere gaz verildiğinde yeniden çalıştırıyor. Böylece yakıt tasarrufu sağlanıyor ve emisyonlar düşürülüyor.
Honda daha önce bu sistemi PCX125 gibi CVT (sürekli değişken şanzıman) ya da Gold Wing gibi yarı otomatik DCT sistemli motosikletlerinde kullanmıştı. Ancak CB125F, bu teknolojiyi manuel şanzımanlı motosikletlerde kullanan ilk model oldu.
CB125F’nin altyapısı bu sisteme geçişe oldukça uygundu. Zira 2021 modelinde Honda, geleneksel marş motoru yerine starter-jeneratör teknolojisini kullanmaya başlamıştı. Bu da 2026 modeldeki start-stop sistemine geçişi kolaylaştırdı.
Start-Stop Sistemi Nasıl Çalışıyor?
Sistem, gaz kolu, debriyaj pozisyonu, motor sıcaklığı, yan ayaklık durumu gibi pek çok parametreyi ECU (elektronik kontrol ünitesi) ile izliyor. Eğer:
- Motor çalışma sıcaklığına ulaşmışsa,
- Yan ayaklık kapalıysa,
- Motor rölantide çalışıyorsa,
- Debriyaj çekiliyse,
- Gaz verilmemişse,
- Ve belirli bir süre beklenmişse,
motor otomatik olarak duruyor. Sürücü tekrar gaz verdiğinde, sistem motoru otomatik olarak ve gecikmesiz biçimde yeniden çalıştırıyor. Bu özellik sayesinde, sürüş esnasında hiç fark edilmeden çalışan bir verimlilik desteği sağlanıyor.
Ayrıca sistem, tüm viteslerde çalışabiliyor. Yani beşinci viteste bile durduğunuzda ve gerekli koşullar sağlandığında motor kendini kapatabiliyor.
Sistem Manuel Olarak Kapatılabiliyor
Start-stop sistemi, motosikletin performansına olumsuz etki etmeyecek şekilde tasarlanmış. Ancak sürücüler isterse bu özelliği manuel olarak devre dışı bırakabiliyor. Bu da sistemi tercih etmeyenler için önemli bir esneklik sunuyor.
Bu adım, Honda’nın yakıt tasarrufu ve düşük emisyon hedeflerine ulaşmak için manuel motosiklet segmentinde de yeni çözümler denemeye istekli olduğunu gösteriyor. Bu teknolojinin, zamanla daha büyük hacimli manuel modellerde de yer alması şaşırtıcı olmayacak.
Leave a Reply