Nissan mühendisleri, 2026 model Leaf’i geliştirirken markanın efsanevi Z spor otomobillerinden edindiği sürüş deneyimini bu yeni elektrikli hatchback’e aktardı. Şirket, yeni Leaf’in yalnızca başka bir elektrikli araç olmadığını; markanın yıllar boyunca farklı segmentlerde kazandığı mühendislik tecrübesinin bir yansıması olduğunu vurguluyor.
Nissan’ın Pazar Kullanılabilirliği Kıdemli Müdürü ve uzun yıllardır mühendislik ekibinde yer alan Christian Spencer, Carscoops’a verdiği röportajda yeni Leaf’in “bir Nissan kullanma hissini” nasıl taşıdığını anlattı.
Spencer’a göre bir aracı “Nissan gibi” hissettiren şey, belirli bir sürüş tarzından ziyade, tasarım sürecinde başlayan bir mühendislik tutumu. “Bu şirkette uzun yıllar kalan insanlar var ve burada çalışmayı seviyorlar çünkü her şey oldukça ‘dokunulabilir’ bir süreç. Bu, bir Z’yi Leaf gibi veya bir Leaf’i Pathfinder gibi yapacağımız anlamına gelmiyor; ama her modelde aynı tutkuyu ve doğru kullanıcı deneyimini korumak anlamına geliyor.” dedi.
Mühendisler, Z serisindeki direksiyon hassasiyeti ve kontrol dengesini Leaf’e de adapte etti; ancak bunu aracın elektrikli altyapısına uygun şekilde sadeleştirdiler. Spencer, “Bu araç yüksek performanslı bir spor otomobil değil, ama yine de sürüşü keyifli. Amacımız, kullanıcının heyecan ve sezgiselliği aynı anda hissedebilmesiydi.” diyerek Leaf’in sürüş felsefesini özetledi.
Yeni 2026 Leaf, konfor seviyesini bir üst segmente taşıyor. Aracın arka çok bağlantılı süspansiyon sistemi, daha büyük kardeşi Ariya’dan alınmış ve darbe sertliğini %30 oranında azaltıyor. Yenilenen motor bağlantı noktaları titreşimi sönümlüyor, şasi rijitliği %80 artmış durumda ve kapı yalıtımı da geliştirildi. Sonuç olarak Leaf, sınıfının çok ötesinde sessiz ve rafine bir sürüş sunuyor.
Spencer, bu yaklaşımın bilinçli bir tercih olduğunu söylüyor: “Biz, özelliklerle karmaşıklaşmayan ama kaliteli hissettiren, erişilebilir bir elektrikli araç istedik. Hedefimiz yaklaşık 30.000 dolar fiyat, 300 mil menzil ve sade, verimli bir yapıydı.”
Ayrıca Leaf artık NACS ve J1772 şarj portlarını birlikte sunuyor. Bu sayede kullanıcılar hem Tesla Supercharger istasyonlarını hem de geleneksel ev tipi şarj sistemlerini kullanabiliyor. Spencer, “Rakipleri kopyalamak yerine, müşterinin gerçekten neye ihtiyacı olduğunu önceliklendirdik.” diyor ve ekliyor: “Eğer bu araçla nasıl şarj edeceğinize dair bir tahmin yapsaydık, bugün için en doğru çözüm bu olurdu.”
Tüm bu yenilikler satışlara nasıl yansıyacak henüz bilinmiyor; ancak kesin olan bir şey var: Nissan, 2026 Leaf ile cesur bir adım atarak elektrikli otomobil anlayışını yeniden tanımlıyor.


















Leave a Reply