BMW, son yıllarda tartışmalı tasarım çizgilerini bir kenara bırakıp daha sade ve zamansız bir yöne doğru ilerliyor. Özellikle büyük böbrek ızgaraları ve agresif hatlarıyla çok konuşulan modellerin ardından, markanın yeni döneminde daha dengeli, daha sakin bir tasarım anlayışı öne çıkıyor. Bu değişim, BMW’nin geçmişteki i3 ve i8 gibi temiz çizgili, futuristik modellerinden ilham alıyor ve yeni nesil Neue Klasse platformuyla daha da belirginleşiyor.
BMW’nin kompakt otomobiller, Neue Klasse modelleri, Mini ve M departmanının tasarım patronu Oliver Heilmer, “Her şey daha sakin hale geliyor. Aşırıya kaçmaya gerek yok. Daha zarif, daha ince detaylarla öne çıkma dönemi başladı” diyerek bu dönüşümü doğruluyor. Böbrek ızgarası marka kimliğinde kalmaya devam edecek ancak artık boyut ve oranlarla oynanarak daha göze hoş görünen bir denge sağlanacak.
Heilmer ayrıca sedan ve station wagon modellerin BMW için hâlâ vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. Hatta station wagon’u “markanın özü” olarak tanımlıyor. Bu da yeni 3 Serisi Touring, 5 Serisi Touring, i3 Touring ve hibrit M5 Touring gibi modellerin yolda olduğunun güçlü bir işareti.
Geçmişte sedanların geleceği sorgulansa da, BMW artık tam tersi bir duruş sergiliyor. Markanın orta boy, sportif ve zarif sedanlarının hâlâ güçlü bir talep gördüğü ve BMW kimliğinin temelini oluşturduğu açıkça belirtiliyor. Ayrıca ABD’de station wagon’lara olan ilginin yeniden artması da BMW’nin bu kararı destekliyor.
SUV’lar hâlâ büyük bir pazar payına sahip olsa da, BMW 2027’ye kadar tanıtacağı 40 yeni modelin arasında sedana ve station wagon’a da güçlü şekilde yer vermeyi planlıyor. Bu adım, hem marka sadakati yüksek müşterilere hem de crossoverlardan sıkılan genç sürücülere hitap edecek.
BMW’nin performans kanadı M departmanı da bu yeni tasarım anlayışını benimseyecek. Ancak Adrian van Hooydonk’un söylediğine göre M modelleri yine de “ifade gücü yüksek” kalmaya devam edecek. Daha temiz tasarımların ürünlerin yaşam döngüsünü uzattığı, ikinci el değerini koruduğu ve markanın köklü kimliğine uygun olduğu da vurgulanıyor.
Sonuç olarak BMW, yıllardır eleştirilen agresif tasarım dönemini geride bırakıyor. Markanın geleceği, zarafet ve sadeliği ön planda tutan, sedan ve station wagon geleneğini koruyan bir çizgide şekilleniyor.


















Leave a Reply