Mercedes-Benz Vision Iconic Konsepti Tanıtıldı: Tasarım ve Teknolojinin Yeni Sınırları

Mercedes-Benz Vision Iconic Konsepti Tanıtıldı: Tasarım ve Teknolojinin Yeni Sınırları

Mercedes-Benz, “Vision Iconic” adını verdiği yeni konseptiyle tasarım dilini ve teknolojik vizyonunu zirveye taşıyor. Standart panjurların sürekli büyüme eğiliminin devam ettiği otomobil dünyasında, Mercedes de tasarımlarını daha gösterişli hale getirmeyi tercih eden markalardan biri olarak dikkat çekiyor. Ancak bu konsept, markanın son yıllarda aldığı eleştirilere adeta bir cevap niteliğinde.

Tarih boyunca çarpıcı ve akılda kalıcı modeller üreten Gümüş Yıldız, son yıllardaki tasarımlarıyla zaman zaman eleştirilerin odağı olmuştu. Ancak değişen çağa adapte olmak, Mercedes-Benz gibi köklü bir ikonun yabancısı olmadığı bir durum. Vision Iconic ise Mercedes’in bu adaptasyon sürecinin en çarpıcı ürünü olarak karşımıza çıkıyor.

Dış Tasarım

Vision Iconic, adından da anlaşılacağı üzere bir “ikon” olması amacıyla tasarlanmış ve Mercedes’in farklı efsanevi modellerinden esintiler taşıyor. Profilden bakıldığında 300SL’in çizgileri, arkadan W108 ve W11’in etkileyiciliği ve önden ise 600 Pullman’ın ihtişamı göze çarpıyor. Hatta bazıları, aracın güçlü ve gizemli duruşunu 1992 yapımı Batman Returns filmindeki Batmobile’e benzetiyor. Mercedes-Benz’in son yıllarda ortaya koyduğu en iyi konseptlerden biri olduğu iddia edilen Vision Iconic, bu yönüyle büyük beğeni topluyor.

İç Tasarım

Aracın iç mekânı ise bambaşka bir sanat eseri. Mercedes, iç tasarımda etkilendiği Art-Deco akımının yansımalarını “hiper analog dijital lüks” olarak adlandırmış. Kabinde, eski modellerden hatırlanan tek parça görünümlü bir koltuk sürücü ve ön yolcuyu karşılıyor ve bu koltuğun mavi kadife ile döşenmiş olması dikkat çekiyor. Ön konsolun tamamını kaplayan, “Zeppelin” adı verilen ve tam anlamıyla cam olan parça ise en ilginç detaylardan biri. Mercedes’in açıklamasına göre, konseptin kapısı açıldığında bu aksamlar bir saat gibi harekete geçerek tamamen analog bir animasyon sunuyor. Konsolun tam ortasında ise hem analog bir saat hem de markanın logosunu taşıyan bir parça bulunuyor. Bu parçaya dokunarak aracın yapay zekâ sistemiyle sohbet başlatılabiliyor. Kapı kollarından direksiyona kadar her ayrıntı özenle tasarlanmış olsa da, bu fütüristik iç mekân unsurlarının seri üretim Mercedes modellerine ne kadar yansıyacağı merak konusu.

Teknik Veriler

Konsept, görsel şölenin yanı sıra son teknoloji ürünü yenilikleri de gözler önüne seriyor. Mercedes-Benz, model için özel olarak güneş enerjisi üretebilen bir gövde boyası geliştirmiş. Oldukça küçük solar modüller içeren bu boya, aracın park halindeyken bile şarj olmasına olanak tanıyacak. Mercedes’in iddialarına göre, klasik bir SUV boyutlarında olduğu varsayılan 11 metrekarelik bir alan, yılda 12.000 kilometrelik bir enerji üretebilecek kapasitede. Ayrıca, şirket nöromorfik bilişim sistemi kurarak tam otonom sürüşün yolunu açmayı da hedefliyor. Aracın teknik özelliklerinin tamamı açıklanmamış olsa da, tamamen elektrikli olacağı biliniyor. Mercedes’in bu gösterilen özelliklerin büyük bir kısmını yeni modellerinde kullanmayacağı tahmin edilse de, özellikle yeni ızgara tasarımı gibi dış tasarım öğelerinin gelecekte farklı şekillerde karşımıza çıkması bekleniyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir