Tesla’nın, Amerika Birleşik Devletleri’nde üretilen araçlarında kullanılan Çin menşeli bileşenleri tedarik zincirinden çıkarma talimatı vermeye başladığı bildiriliyor. Bu hamle, Tesla’nın ABD’de ürettiği araçların yerlilik oranını daha da artırmayı hedefliyor.
The Wall Street Journal (WSJ) tarafından ortaya atılan iddiaya göre, bu değişim, Washington ve Pekin arasındaki artan tarife belirsizliklerinin ortasında geldi. Konuya yakın kaynaklara dayandırılan habere göre Tesla, bu geçişi önümüzdeki iki yıl içinde tamamlamayı hedefliyor ve şimdiden Çin yapımı bazı bileşenleri değiştirmeye başladı bile.
Tesla’nın, tedarik zincirindeki aksamalar nedeniyle zaten salgın döneminden bu yana Çin merkezli tedarikçilere olan bağımlılığını azalttığı ve son iki yılda Kuzey Amerika’daki tedariki sessizce artırdığı belirtiliyor. Bu stratejinin hayata geçmesi durumunda, Tesla’nın ABD’de ürettiği araçlar (Model 3 ve Model Y gibi), şu anda olduğundan daha yüksek yerel kaynak kullanımına sahip olacaktır.
Ancak, bu tedarikçi değişikliğinin Model 3 ve Model Y gibi ABD yapımı araçların fiyatlarında bir ayarlamaya yol açıp açmayacağı belirsizliğini koruyor.
Tesla, Çin’e olan bağımlılığını yeniden değerlendiren tek otomotiv şirketi değil. Otomotiv sektöründeki diğer yöneticiler de değişen ticaret politikaları, çip tedariki endişeleri ve nadir toprak elementleri ile ilgili kaygılar nedeniyle hızlı yanıt modunda bulunuyorlar.
Reuters’ın haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın mevcut görev süresi boyunca ABD ve Çin arasındaki dalgalanan gümrük vergileri, fiyatlandırma stratejilerini oldukça öngörülemez hale getirdi.
- General Motors (GM): Bu hafta binlerce tedarikçisine, tedarik zincirlerinden Çin menşeli bileşenleri çıkarmaları yönünde benzer bir talimat yayınladı.
- Stellantis: Şirket de yılın başlarında, Trump yönetiminin uyguladığı tarifelerden kaçınmak için çeşitli stratejiler uyguladığını duyurmuştu.
Sonuç olarak, Tesla’nın Çin’den uzaklaşma adımı, sadece şirketin kendi üretim stratejisi değil, aynı zamanda ABD’deki otomotiv sektörünün artan jeopolitik gerginliklere ve ticaret politikalarındaki belirsizliklere verdiği genel bir tepki olarak görülüyor.
Leave a Reply