Rolls-Royce, kişisel anlamı ve özel bağları otomobile yansıtan en etkileyici projelerinden birine imza attı: Spectre Bailey. ABD’de uzun süredir markanın müşterisi olan bir çift için tasarlanan bu özel versiyon, sahiplerinin Labrador-Golden Retriever melezi köpekleri Bailey’e adandı. Bu eşsiz Spectre, Rolls-Royce’un Bespoke departmanının ne denli ince işçilik ve sanatsal dokunuşlarla kişisel hikâyeleri ölümsüzleştirebildiğini gösteriyor.
Aracın dış tasarımında Bailey’nin tüylerinden ilham alan “Beautiful Bailey” rengi ve Crystal Fusion kaplama ile göz alıcı bir iki tonlu yüzey elde edilmiş. Üst bölüm, ışık açısına göre değişen iridescent Crystal Fusion ile dikkat çekerken, gövdeye işlenen Coachline ise Bailey’nin pati izinin birebir reprodüksiyonunu taşıyor. Spirit of Ecstasy figürüyle uyumlu Rose Gold detaylar da tasarımı tamamlıyor.
İç mekânda ise Bailey’nin tüy renklerinden esinlenen Dark Spice, Casden Tan, Moccasin ve Crème Light deri kombinasyonu sunuluyor. Royal Walnut kaplamalarla zenginleştirilen kokpitte, arka koltuklar arasında yer alan waterfall paneline işlenmiş gerçekçi bir Bailey portresi öne çıkıyor. 180’den fazla ahşap parçadan oluşan bu portre, dört aylık titiz bir zanaatkârlık sürecinin ürünü. Bailey’nin dili için Rolls-Royce tarihinde ilk kez kullanılan Purple Heart, Tulipwood, Louro Faia ve Pear kaplamalarıyla, dokuz farklı ağaç türünden elde edilen 22 doğal ton bir araya getirilmiş.
Ayrıca gösterge panelinde ve kapı eşiklerinde Bailey’nin pati izini taşıyan kakma motifler yer alıyor. Rose Gold kaplamalı basamak plakaları ise kapılar açıldığında zarif bir detay olarak ortaya çıkıyor.
Spectre Bailey, yalnızca özel bir otomobil değil; aynı zamanda sevgi, sadakat ve kişisel bağların Rolls-Royce’un eşsiz el işçiliğiyle nasıl ölümsüzleştirilebileceğinin simgesi.






















Leave a Reply