Elektrikli araç devi Tesla, uzun süredir vaat ettiği tam otonom sürüş teknolojisini gerçeğe dönüştürme yolunda yeni bir adım atıyor. Ancak, gelecek ay Austin, Teksas’ta başlayacak olan robotaksi hizmeti, beklendiği gibi tamamen gözetimsiz olmayacak. Morgan Stanley tarafından paylaşılan yeni bir rapor, hizmetin önemli ölçüde uzaktan kontrol (teleoperasyon) desteğiyle çalışacağını ortaya koydu.
Gözetimsiz Değil, Uzaktan Gözetimli Sürüş
Tesla’nın planı; Haziran 2025 itibarıyla, Austin şehrinin coğrafi olarak sınırlandırılmış bir bölgesinde 10 ila 20 adet Model Y aracını devreye sokmak. Bu araçlar yolda sürücüsüz şekilde hareket edecek olsa da, arka planda işler oldukça farklı işleyecek. Zira sistem, herhangi bir acil durumda ya da karmaşık trafikte Tesla çalışanlarının uzaktan müdahale etmesine olanak tanıyacak.
Bu, Tesla’nın daha önce duyurduğu “tamamen gözetimsiz tam otonom sürüş” vizyonuyla çelişiyor gibi görünse de, Elon Musk’ın daha önce dile getirdiği gibi, gerçek anlamda tam otonominin hâlâ ciddi güvenlik sınamaları ve yasal süreçlerle karşı karşıya olduğu biliniyor.
Morgan Stanley raporuna göre Tesla, bu hizmete başlarken “hata yapma lüksümüz yok” ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalacak. Bu nedenle, otonom araçlar ilk etapta büyük ölçüde uzaktan kontrol altında olacak. Araçlarda fiziksel bir sürücü bulunmayacak, ancak sistem sürekli olarak Tesla merkezli kontrol noktalarıyla bağlantılı olacak.
Uzaktan operasyon, özellikle beklenmeyen durumlarda aracın yeniden yönlendirilmesi veya güvenli duruma alınması için kritik bir rol oynayacak. Böylece hem yolcu güvenliği sağlanacak hem de şehir içi sürüşte oluşabilecek karmaşık senaryolar daha güvenli şekilde çözülecek.
Tesla’nın bu yeni hizmeti başlangıçta yalnızca 10 ila 20 araçlık küçük bir filoyla hayata geçecek. Ancak hedef büyük: Sistem başarıyla işlerse, daha geniş bölgelere ve daha büyük filolara yayılması kaçınılmaz. Tesla’nın bu adımı, hem yasal düzenleyicilere hem de kamuoyuna güven aşılamayı amaçlıyor.
Tesla’nın bu hamlesi, aynı zamanda gelecekteki robotaksi iş modeline dair ilk ciddi saha testi olacak. Bu testin başarısı, ilerleyen yıllarda sürücüsüz yolculuğun standart haline gelmesinin önünü açabilir.
Tesla’nın uzun vadeli planı, elbette ki tamamen bağımsız çalışan robotaksiler yaratmak. Ancak mevcut teknolojik altyapı, şehirlerin altyapısal karmaşıklığı ve hukuki engeller, bu süreci adım adım ilerlemeye zorluyor.
Tesla, şu anda sürücü destek sistemlerinin (FSD – Full Self Driving) daha gelişmiş versiyonlarını kullanarak “gözetimli tam otonom” bir hizmet sunacak. Bu da kullanıcıların, tam sürücüsüz araç deneyimini kısmen yaşamasına olanak tanırken, kontrolün arka planda insanlarda kalmasına izin veriyor.




















Leave a Reply