Tesla Model X, uzun yıllardır markanın en ikonik modellerinden biri olmasına rağmen yüksek fiyatı nedeniyle geniş kitlelere ulaşmakta zorlanıyordu. Falcon Wing kapılarıyla neredeyse otomotiv dünyasının sembollerinden biri hâline gelen Model X, dış tasarımında büyük değişiklikler görmediği için “eskidiği” yönünde eleştiriler alıyordu. Ancak Tesla’nın aslında asıl yenilikleri gövdenin görünmeyen noktalarında yaptığı ortaya çıktı. Tesla Güç Aktarma Sistemleri Başkan Yardımcısı Lars Moravy’nin Car and Driver’a verdiği röportaj, modelin 2026 versiyonunda yapılan kapsamlı iyileştirmelerin perde arkasını açığa çıkardı.
Moravy’nin açıkladığı verilere göre Tesla, Model X’in ağırlığını yaklaşık 400 pound azaltmayı başardı. En büyük etkiyi yaratan değişiklik, arkadaki indüksiyon motorun yerine kalıcı mıknatıslı motorun kullanılmaya başlanması oldu. Yeni motor tasarımı ve optimize edilen yarım şaftlar sayesinde tek başına 100 pound’luk bir kazanç elde edildi. Tesla bununla da kalmayarak kabin içinde kullanılan parçaları yeniden tasarladı ve üretim süreçlerini farklılaştırarak yaklaşık 80 pound daha azalttı. Hava yastığı sistemlerinin tavan döşemesine entegre edilmesi gibi yenilikler de bu sürece katkı sağladı.
Beş koltuklu standart iç mekân düzeninde pedestallı koltuk montajının kaldırılması, 50 pound’luk önemli bir hafifleme ve daha kullanışlı bir bagaj alanı sağladı. Yüksek voltajlı sistemlerde ise yeni kablo organizasyonu, DC/DC dönüştürücü ile şarj portu arasındaki hattın kısaltılması ve bakır yerine alüminyum kablolara geçiş, toplamda 44 pound daha kazanç getirdi.
Tesla mühendisleri soğutma sistemini de sadeleştirdi. Radyatör sayısının azaltılması ve Plaid versiyonu için Nürburgring koşullarını karşılayacak soğutma gerekliliklerinin sisteme entegre edilmesi yaklaşık 30 pound’luk ek bir hafiflik sağladı. Tesla’nın artık üretimin merkezinde yer alan dev IDRA makineleriyle üretilen tek parça megadöküm gövde bölümleri hem 20 pound’dan fazla ağırlık tasarrufu getirdi hem de burulma direncini yüzde 10 kadar artırdı. Süspansiyondaki küçük ama etkili optimizasyonlarla da 10 pound’luk ek bir hafifleme sağlandı.
Dış tasarımda büyük bir değişim olmaması bazı Tesla hayranlarını hayal kırıklığına uğratsa da, aracın mühendislik tarafında yapılan bu kapsamlı iyileştirmeler performans, verimlilik ve menzil açısından oldukça güçlü bir geri dönüş sundu. Grok’un analizine göre bir araçtan her 200 pound azaltıldığında menzil yüzde 7 ila 15 artabiliyor. Bu hesap Model X için de doğrulanmış durumda. 2025 modeline göre 2026 konfigürasyonunda menzil her iki versiyonda da yüzde 7 artış gösterdi. Dört çeker versiyonun menzili 329 milden 352 mile yükselirken, Plaid versiyonu 314 milden 335 mile çıktı.
Sonuç olarak Tesla, Model X’in dış görünümünde beklenen büyük güncellemeyi sunmamış olsa da, aracın yapısal ve teknik tarafında yaptığı hafifletme operasyonuyla hem performansı hem menzili hem de sürüş verimliliğini kayda değer şekilde iyileştirdi.
Leave a Reply