Land Rover, 2026 Dakar Rallisi için hazırladığı Defender Dakar D7X-R ile yarış dünyasında yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Defender Octa temelli bu özel versiyon, markanın ralli programları kapsamında 6.000 kilometrenin üzerinde teste tabi tutulduktan sonra gerçek koşullar altında sınanmaya hazır hale getirildi. 3 Ocak’ta başlayacak olan Dakar 2026’da sahneye çıkacak araç, yalnızca teknik bir gösteri değil; en zorlu arazide bile hayatta kalmak amacıyla tasarlanmış bir dayanıklılık makinesi olarak dikkat çekiyor. Aracın direksiyonunda Mika Metge – Stéphane Peterhansel, Oriol Vidal – Rokas Baciuška ve Sean Berriman – Sara Price ikilileri bulunacak. Yeni takım müdürü Ian James tarafından yönetilecek bu ekip, mekanik uzmanları ve mühendislerin desteğiyle yaklaşık 80 saatlik rekabetçi sürüş ve toplamda 5.000 kilometreyi bulan özel etaplarla buluşacak.
Çölün tonlarından ilham alan ve Aqua detaylarla zenginleştirilen Geopalette dış görünümüyle öne çıkan Defender Dakar D7X-R, Slovakya’daki Nitra fabrikasında standart bir Defender 110 olarak üretim hattından çıktı. Araç, FIA Stock 2026 kurallarının gerektirdiği şekilde stok gövde yapısını korurken, performans açısından ciddi bir dönüşümle ralli koşullarına uyumlu hale getirildi. Defender Octa’nın D7x mimarisi, gelişmiş kinematik yapısı ve sürdürülebilir yakıtla çalışan çift turbo beslemeli 4.4 litrelik V8 motoru bu aracın temelini oluşturuyor. Test sürüşlerinden sonra konuşan Stéphane Peterhansel, aracın dayanıklılığına rağmen Dakar koşullarının her zaman ekstrem zorluklar sunduğunu vurguluyor.
FIA tarafından izin verilen modifikasyonlar arasında 550 litrelik geniş yakıt deposu, güvenlik için takla kafesi, 60 milimetre artırılmış teker açıklığına sahip 35 inç lastikler, genişletilmiş alt gövde korumaları ve yüksek performanslı Bilstein amortisörler bulunuyor. Baciuška, bu yarışta hem arazi ile hem de aracın mekanik limitleriyle sürekli mücadele edildiğini belirterek bu değişikliklerin zorunlu olduğuna dikkat çekiyor. Yenilenen soğutma sistemi, daha büyük kapasiteli ön radyatör, dört adet 12 volt fan ve gelişmiş toz filtreleri içerirken, aracın tavanına entegre LED ışık barı ve hava girişleri eklendi. Sekiz ileri şanzıman daha kısa son oranla güncellenirken fren sisteminde önde altı, arkada dört pistonlu kaliperler kullanılıyor.
Elektronik altyapıda motorsporlarına özel tek bir ECU görev alıyor ve bu sistem, şanzımanı korumak için torku yönetebilen yeni Flight Mode fonksiyonunu içeriyor. Kabin yapısı tamamen ralli koşullarına uygun hale getirilmiş olup FIA onaylı altı noktalı koltuklar, profesyonel ralli navigasyon sistemi, dayanıklılık ekipmanı bölmeleri ve entegre hidrolik krikolar yer alıyor. Çöl yarışlarının zorluklarını özetleyen Sara Price, her kilometrede değişen koşullara uyum sağlamanın hayatta kalmak için kritik olduğunu ifade ediyor.


















Leave a Reply